KABE-İ MUAZZAMA'DA KILINAN NAMAZ'IN SEVABI: Günde 5 vakit namaz kılarız, ayda 150 vakit, senede 1.800 vakit 50 senede 90.000 vakit. Oysa ki: Kâbe’de kılınan bir vakit namazın hadislere göre 100.000 kat sevabı vardır. Ne kadar büyük bir lütuf, Öyle değil mi?..

 KABE-İ MUAZZAMA'DA KILINAN NAMAZ'IN SEVABI:

Günde 5 vakit namaz kılarız, ayda 150 vakit,

senede 1.800 vakit 50 senede 90.000 vakit. Oysa ki: Kâbe’de kılınan bir vakit namazın hadislere göre 100.000 kat sevabı vardır.

Ne kadar büyük bir lütuf, Öyle değil mi?..

“Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz, diğerlerinde kılınan yüz bin namazdan daha efdal..!

sevgili Peygamberimiz (ﷺ) Efendimiz

ibadet için yalnız üç mescidin ziyaretine izin verdi: “Şu üç mescidden başkasına yolculuk edilmez: Mescid-i Haram, Mescid-i Rasûl, Mescid-i Aksâ.”

(Buharî, Enbiyâ 8; Müslim, Mesâcid 2)

Hz. Süleyman (Aleyhisselâm) Mescid’i Aksa’nın inşasını bitirince Allah’tan üç dilekte bulundu: “- Kendisinden sonra kimselere nasip olmayacak bir mülk ve saltanat,

- Allah’ın hükmüne uygun hüküm verme gücü ve kabiliyeti,

- Yalnızca namaz kılmak niyetiyle Mescid-i Aksa’ya gelenlerin bağışlanması.

(Efendimiz (ﷺ), devamla:) Cenab-ı Hak, Süleyman’a bunlardan ilk ikisini vermiştir. Üçüncü dileğinin de kabul edilmiş olmasını umarım.”

(Nesai, Mesacid 6; İbn Mâce, İkame 196)

Câbir'den (r.a) rivâyet olunduğuna göre,

Peygamberimiz (ﷺ) Efendimiz

şöyle buyurmuştur:

صَلاةٌ فِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَفْضَلُ مِنْ مِائَةِ أَلْفِ صَلاةٍ فِيمَا سِوَاهُ . [ رواه أحمد وابن ماجه ]

"Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz, onun dışındaki mescitlerde kılınan yüz bin namazdan daha fazîletlidir."

( Ahmed, 14284. İbn-i Mâce, 1406)

Abdullah b. Ömer (r.a) rivâyet olunduğuna göre şöyle demiştir:

سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: مَنْ طَافَ بِهَذَا الْبَيْتِ أُسْبُوعًا فَأَحْصَاهُ كَانَ كَعِتْقِ رَقَبَةٍ ، لا يَضَعُ قَدَمًا وَلا يَرْفَعُ أُخْرَى إِلا حَطَّ اللَّهُ عَنْهُ خَطِيئَةً وَكَتَبَ لَهُ بِهَا حَسَنَةً. [ رواه الترمذي وصححه الألباني في صحيح الترمذي ]

"Ben, Rasûlullah (ﷺ) Efendimiz'in

şöyle buyururken işittim:

- Kim şu Beytullah'ı yedi defa tavaf eder ve (şartlarını ve âdâbını eksiksiz) sayarak yerine getirirse, bir köle azat etmiş gibi olur ve (tavaf sırasında) ayağını her koyup kaldırdığında Allah ondan bir günahı siler ve onun için bir hasene yazar."

(Tirmizî, 959. Elbânî; Sahih-i Tirmizî'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)

.Her peygamber (Aleyhisselam) halkı tarafından yalanlandığı zaman aralarından ayrılıp Mekke'ye sığınırdı. Her bir peygamber (Aleyhisselam) ümmetinden uzaklaştığı zaman Mekke'ye gider, Kâbe'de Allah'a ibadet ederdi.

.Kâbe'nin etrafında 300 peygamber (Aleyhisselam) medfundur. Rükn-ü Yemâni ile Hacer-ül Esved arasında 70 peygamber (Aleyhisselam) medfundur. Hz. İsmail (Aleyhisselâm) ile annesi Hacer Validemiz hicr'ede (hatim'de), altın oluk altında medfundurlar. Hz. Nuh, Hud ve Şuayb (Aleyhisselâm) zemzem ile makam arasında medfundurlar.

.Yeryüzünde bütün peyganberler, resuller, melekler yerde ve gökte bulunan Allah'ın sâlih kulları ve cinlerin ziyaret ettiği tek belde Mekke'dir.

.Allah (c.c), yeryüzünde yalnız Mekke'de, yapılan bir tek iyiliği yüz bin iyilik olarak kabul eder.

.Kim Mekke'de bir tek namaz kılsa Allah (c.c) yüzbin namaz olarak kabul eder.

.Kim Mekke'de bir gün oruç tutsa, Allah (c.c) tarafından ona yüzbin gün oruç sevabı yazılır.

.Kim Mekke'de bir dirhem (lira) sadaka verse, Allah (c.c) ona yüzbin dirhem sadaka sevabını yazar.

.Kim Mekke'de bir kere Kur'ân-ı Kerîm'i hatm etse, Allah (c.c) ona yüzbin hatim sevabını yazar.

.Kim Mekke'de bir kere Allah-u Teâlâ'yı tesbih etse (Subhânellah dese), Allah (c.c) ona Mekke dışında yapılan yüzbin tesbih sevabını yazar.

.Kulun Harem-i Mekke'de yaptığı herbir hasene veya herbir iyi ameli, Mekke dışında yapılan yüzbin hasene ve iyi amele mukabildir

{Hasan-ı Basri (r.a)}

Bir Din görevlisinin bu konu ile ilgili verdiği müthiş örnek;

-Peygamberimiz (ﷺ) Efendimiz bu mescidleri önem sırasına göre sıralamış olmasından kaynaklanıyor. Peygamberimiz de bu konuda söz sahibidir. Yani kılınan namazların değerini takdir edebilir. Şöyle izah edeyim, dedi. Ve cebinden bir adet 10 milyon, 1 adet 1 milyon ve bir adet 500 bin liralık kâğıt para çıkardı. Ve bize gösterdi.

"-Bakın bu 10 milyon, kâğıt para, devlet bunun üzerine 10 milyon yazmış, Yani bununla 10 milyonluk ihtiyacını giderebilirsin demiş.

Bu 1 milyon, bu da kâğıt. Bunun üzerinde de 1 milyon yazmış, bununla da 1 milyonluk bir şey alabilirsin.

Bu kâğıt parçası ise, 500 bin lira. Bu da kâğıt. Bunun üzerinde de 500 bin liralık ihtiyacın giderileceği anlamında bir yazı var.

Demek istediğim, devlet, bir kâğıdın üzerine kâğıdı aynı olmak üzere farklı farklı değerler biçebildiğine göre,

Peygamberimiz (ﷺ) Efendimiz niye farklı sevapların olduğunu söyleyemesin, dedi.

Ya Rab!

İnayeti'ne sığındık, kapına geldik,

Hidayeti'ne sığındık, lütfuna geldik,

Kulluk edemedik, affına geldik,

Allah’ım bizleri affeyle,

Son nefeste iman nasip eyle...