“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
- Ana Sayfa
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- guruptaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır araştırmadan doktorunuza danışmadan sakın kullanmayın saygılar ve blogta ki bilgiler
- Cin Suresinin Havası
- Not: Siteye soru gönderme işlemi kaldırılmıştır. Arşiv niteliğindeki yazılarından ve soru-cevaplarından istifâde edilmesi temennîsiyle..
- Mars’ta hayat var! There is life on Mars! 화성에 생명이 있습니다! На Марсе есть жизнь! 火星に生命がある!火星上有生命
- Kabe'nin yapılışında ki taşlar, 4 dağdan getirildi.Turi Sina, Cudi, Hira,Turi Zeydan dağlarından.
- “Asıl olan söz dili değil, hal dilidir, konuşmaktan çok yaşamaktır. İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi yaşamaktır…"
- GUCDÜVÂNÎ HAZRETLERİNDEN NASİHATLER
- Peygamber Efendimizin, Annesinin Dirilip İman Etmesi.
- ZEKÂT
- Sohbet Bahçesi
- mehmet sertkaya
30 Eylül 2022 Cuma
UDiHindi Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Udi Hindi'ye devam ediniz. Çünkü onda yedi derde deva vardır.Bunlardan birisi de zatülcenp'tir. (akciğer zarının sıvı toplaması, iltihaplanması)
üdi Hindi :
başına Kuvvetli mikrop , Virüs öldürücü, Hücre yenileyici, al Antibiyotik,Kulak, burun, boğaz, farenjit, astım, koha, kanser uda kuvvet,Hafızaya güç veren Üst solunum yolları
atsızlıklarının şifası insanın organizmasını yenileyen bitki ve
a nicesi; Ben küçük bir oğlumla birlikte Resulullah (sav)'ın huzuruna im. O sırada boğazındaki hastalığı sebebiyle çocuğa (i'lak denen) avi uygulamıştım. "Çocuklarınızın boğaz hastalığını i'lak usulüyle (elle sıkarak) tedavi ediyorsunuz? şu ud-u Hindi'yi (Kust-u Hindi) tavsiye ederim. Zira onda yedi türlü şifa vardır.
Zatü'l'cenb'in ilacı ondadır. Boğaz hastalığına karşı burna damlatılır. Zatü'l-cenb'e karşı ağızdan verilir." Zühri merhum der ki:
(Resulullah) bize (ilacın fayda vereceği) iki şeyi açıkladı, ama beşini açıklamadı." Ravi: Ümmü Kays Bintu Mihsan
Kaynak: Buhari, Tibb 10, 21, 26; Müslim, Selam 139, (1214); Ebu Davud, Tibb 13, (3877)
Udi hindi yağını kullandım burnumdaki yaraya geçmek bilmiyordu bir kez damlatmayla iyi oldu le kaldıysa eşim faranjite icti iyi geldi
Bademciklerinizi hemen aldırmadan bu kürü deneyin 1-2 hücre bile kaldıysa gidenleri yerine koyar denedim
Resûlullah (s.a.v.)’in ev halkından biri sıtma hastalığına yakalandığında bulamaç-hasa (çorba-et sulu çorba) yapılmasını emrederdi. Bulamaç yapılınca da ondan içmelerini emrederdi ve bu bulamaç yemeği hakkında şöyle buyururdu: “Kederli kimsenin kalbini güçlendirir, hastanın kalbinden ağrıyı giderir, sizden birinizin yüzünden kiri su ile giderdiği gibi…” (İbn Mâce, C.9. H.no:3445)
ayak mantarı
zeytin dalını kaynatın suyunda 20 30 dakika bekletin 2 taze hanur mayasını sıcak suda eritin 20 30 bekletin
“Biriniz sıtma hastalığına yakalanırsa iyi bilin ki sıtma ateşten bir parçadır. Onu su ile söndürsün. Sabah namazından sonra doğmadan önce bir nehir veya bir akrsuya girsin, suyun akışına karşı dursun ve “Allah’ın adıyla, Allah’ım kölene şifa ver, Peygamberini doğrula.” desin, o akarsuya üç kere dalsın üç seferde iyileşmezse beş, yedi, dokuz sefer o suya dalsın. Allah’ın izniyle dokuza varmadan geçer.” (Tirmizi, C.2. H.no:2084)
Ümmül Münzir: Peygamber (s.a.v.) ve beraberinde Ali olduğu halde bana geldi. Bizim de asılı koruk-kuru hurma salkımlarımız (hurma çağlası -olgunlaşsın diye evin bir tarafına asılmış koruk ağacında olgunlaşmadan kurumuş hurma) vardı. Resûlullah onlardan yemeye başladı. Elini uzatan Ali’ye: “Sakın ha sen yeme, hastalıktan yeni kurtuluyorsun” buyurdu. Bunun üzerine Ali oturdu, Resûlullah yemeye devam etti. Ben de onlara(sebze) şalgam yaprağı ve arpadan yapılmış bir yemek getirdim. Resûlullah (s.a.v.): “Ey Ali! İşte bundan ye bu senin için daha faydalıdır” buyurdu. (İbn-i Mace, C.9. H.no:3442)
Târik bin Süveyd el-Hadrami: Ya Resulullah (s.a.v.), bizim memleketimizde üzümler var. Biz onun suyunu çıkarıp şarabını içiyoruz (ne buyrulur)? dedim. Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu:”Hayır yapmayınız” buyurdu. Sonra ben (tekrar) O’na müracaat ederek: ‘Biz onunla hastayı tedavi etmek isteriz’, dedim. Allah’ın Elçisi (s.a.v.): “O (şarap) kesinlikle şifâ değildir ve lâkin bir hastalıktır” buyurdu. (İbn Mâce, C.9. H.no:3500)
Karbon Ayak İzi İle Nedir, Ne Planlanıyor?
ÄŞÜRÁ GÜNÜ NELER YAPILIR? * Eve ufak-tefek erzak alınırsa, bir sene boyunca evde bereket olur. * En az on Müslümana birer selam veya bir Müslümana on defa selâm verilir. * Fakir fukarâ sevindirilir. * Äşürâ günü gusledenler, bir sene ufak-tefek hastalık görmezler. 10 defa şu dua okunur: "Sübhânallâhi millel-mizân ve müntehe'l-ilmi ve mebleğa'r-rizâ ve zinete'l-arş." Äşürå gününe mahsus olmak üzere kuşluk vaktinde 2 rekât namaz kılınır. Her rekâtte 1 Fâtiha-i şerife, 50 ihlâs-i şerif okunur. Namazdan sonra da şu salevât-ı şerife 100 defa okunur: "Alláhümme salli alå seyyidinà Muhammedin ve alå âli seyyidinä Muhammedin ve Ädeme ve Nühin ve ibrâhime ve Müså ve iså vemå beynehüm mine'n-nebiyyine ve'l-mürselin. Salevátüllâhi ve selâmühů aleyhim ecmain." Öğle namazı ile ikindi namazı arasında 4 rekât namaz kılınır. Her rekâtte 1 Fâtiha, 50 ihlâs-ı şerif okunur. Namazdan sonra: 70 istiğfâr-ı şerif, 70 salevât-ı şerife, 70 defa da "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâ hi'l-aliyyil-azím" denilir. Sonra da Ümmet-i Muhammed'in hidâyeti ve kurtuluşu için dua edilir. (Duâ ve Ibâdetler, Fazilet Neşriyat)
MÜNAFIKLIK Nifak; ikiyüzlü olmak, dil ile mümin veya dost görünüp kalpte küfür ve düşmanlığı gizlemektir. Böyle bir vasfa sahip olan insana, münafık denir. Yani Allâhü Teâlâ’ya, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) ve iman esaslarına inanmadığı hâlde inanmış gibi görünen ve öyle davranan kimsedir. Peygamberimiz (s.a.v.): “İkiyüzlü olan kimse, Allah katında bir mevki sahibi olamaz.” buyurmuştur. Onun için insan samimi olmalı, dili kalbine, sözü de özüne uygun bulunmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), münafıklardan şöyle haber vermişlerdir: “Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, vaad ettiğinde vaadinden döner, emanet edildiğinde hıyânet eder.” Binâenaleyh bir şahsın münafık olduğunu ispat için kendisinde bu üç alametin bulunması kâfîdir. Çünkü ciddi, samimi bir Müslüman yalan söylemez, vaadine muhalefette bulunmaz, kendisine gösterilen emniyeti sûistimal etmez, Allah’tan korkar, vicdanından utanır, dine, ahlâka muhalif şeyleri yapmaz. Bu güzel İslâm terbiyesi bulunmadığı takdirde ise o kimsede birçok ahlâksız hâllerin devamlı olarak görülmesine şaşılmaz. Nifak ile ihanet etmek birdir. Ancak, hıyanet, ahid ve emanet itibariyle, nifak ise din itibariyle olan gizli hainlikte kullanılır. Nifak ehlinin iyiymiş gibi görünmesi, zehirli suyun berrak görünüşüne benzer. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Ümmetim hakkında en çok korktuğum kimse, ilmi (sadece) dilinde olan (itikadı bozuk, ilmiyle amel etmeyen) münafıklardır.” buyurmuşlardır. Evet, biraz malûmata sahip, düzgün, güzel konuşan bir şahıs, güzel bir itikâda sahip bulunmayıp münafıkça harekette bulunursa onun şerrinden sakınmak icap eder. Çünkü yaldızlı sözleriyle, yazılarıyla, fâsid (bozuk) fikrine güzellik verir, sûreten haktan görünerek, nice gafil kimseleri kendi bozuk fikrine düşürür. Husûsiyle zamanımızda çoğu hatiplerin, muharrirlerin nutuklarını, yazılarını ihtiyat ile dinleyip okumak icap etmektedir. Bugün öyle kimseler vardır ki, mukaddesatımıza tamamen aykırı olan şeyleri güya günümüz medeniyetinin icaplarındanmış gibi herkese tavsiyeden geri durmazlar. Bunlara çok dikkat edilmelidir. 18 Ağustos 2022 Fazilet Takvimi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
KULLANANLARDAN BORAKS
KULLANANLARDAN BORAKS VE KARBONATLA TEDAVİ MUCİZELERİ... *...