Dulavrat otu Türkiye'de de sıklıkla yetişmektedir. Bitkinin kök, yaprak ve tohum kısımları medikal amaçlarla kullanılır.
Bilimsel Çalışmalara Bu Bilgileri Teyid Ediyor
Dulavratotunun insanlar üzerindeki etkisini araştıran herhangi bir klinik çalışma az olmasına rağmen hayvan çalışmaları ve in vitro çalışmalar (cansız ortamda yapılan çalışmalar) mevcuttur. Yapılan bu çalışmalara göre dulavratotu kökünün antibakteriyel (bakteri öldürücü), antikandidal (Candida adlı bir tür mantarın çoğalmasını önleyici), antineoplastik (kanserojen hücrelerin büyümesini ve çoğalmasını durdurucu), antioksidan (toksinlerden arındırıcı), antiretroviral (anti-virüs etkili), antienflamatuar (iltihap karşıtı), hepatoprotektif (karaciğeri koruyucu) özellikleri olduğu görülmüştür.
Dulavratotunun antimikrobiyal özellikleri, içerdiği poliasetilen bileşenlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak kurutularak satılan ticari dulavratotunun içerisinde bu bileşenden çok az miktarda olduğu bilinmektedir.
Kanser Tedavisinde Etkili
Dulavratotu akeninin (küçük, tohumlu ve kuru meyve) içeriğindeki arctiin, aglikon ve arktigenin maddelerinin insanlardaki beş farklı tip kanser hücresinin olgunlaşmasını önlediği görülmüştür.
DNA'yı Etkileyebilen Mucize Bitki
Dulavratotu kökünden elde edilen taze bitki sıvısının içeriğindeki bilinmeyen bir bileşenin antimutajenik etkili (mutasyonu yani hücre DNA'sındaki beklenmeyen bir değişimi önleyici) olduğu saptanmıştır.
Yapılan in vitro çalışmalarda dulavratotu kökü ekstrelerinin, vücuttaki süperoksitdismutaz adlı zararlı radikalleri etkisizleştiren enzime benzer etki yaptığı ve bu sayede zararlı hidroksil radikalleri etkisizleştirerek antioksidan etki gösterdiği görülmüştür.
HİV Virüsüne Karşı Etkili
Yapılan in vitro çalışmalarda (cansız ortamda) dulavratotu akeninin (küçük, tohumlu ve kuru meyve) sıvı ekstrelerinin, HIV virüsünün insan hücrelerindeki CD4 reseptörüne bağlanmasını %90 oranında inhibe ettiği ortaya çıkmıştır. Bunların yanı sıra, yapılan hayvan deneylerinde dulavratotu ekstrelerinin antioksidan özellikleri sayesinde karaciğeri alkol gibi bazı zararlı etkilere karşı koruduğu görülmüştür.
Dulavrat otunun Halk arasında bilinen faydaları;
Diüretik (idrar söktürücü) ve kan temizleyici olarak,
Antimikrobiyal ve antipiretik (ateş düşürücü) olarak,
Bazı sindirim sistemi problemlerinin giderilmesine yardımcı olarak ve anorexianervosa adlı hastalığın tedavisine yardımcı amaçlı,
Romatizma ve gut hastalıkla görülen şikayetleri azaltmak için,
Sistit ve frengi gibi bazı idrar ve üreme sistemiyle ilgili hastalıkların tedavisine yardımcı olarak,
Akne ve sedef gibi bazı kronik cilt rahatsızlıklarında,
Soğuk algınlığı ve nezle gibi solunum yolu hastalıklarında,
Kanser tedavisinde,
Hipertansiyon, arteriyoskleroz, hepatit ve diğer enflamasyonlu hastalıkların tedavisine yardımcı olarak,
Afrodizyak etkisi ile cinsel isteği ve gücü arttırmak için, oral yolla (ağızdan alınarak) kullanılır.
Dulavratotu topikal olarak cilde uygulandığında ise, kurumuş cildi canlandırmak, akne, sedef ve egzama gibi sorunların üstesinden gelmek için kullanılır.
Dulavratotu kökü medikal kullanımının yanı sıra yemek olarak pişirilerek de tüketilebilir.
Kullanım Şekli ve Dozaj
Kullanım için tipik bir dozaj miktarı belirlenmemiştir. Ancak çay olarak tüketilmek isteniyorsa 2,5 gram dulavratotu kökünü 150 ml kaynar suya atarak demleyiniz. Bu çayı günde 1-2 kez içmeniz tavsiye edilir.
Dulavrat Otunun Çin Herbalizimdeki Yeri
Bitkinin Çin herbalizmine göre günlük kullanım miktarı 3-9 gram kadardır. Ayrıca diyare gibi durumlarda dulavratotunun kullanılmaması önerilir.
Dulavratotu tohumu Çin'de kızarıklık, kaşıntı ve kızamık gibi ciltle ilgili rahatsızlıkların hafiflemesin kullanılır. Bunun yanı sıra kurdeşen, kabakulak, çıban, kan çıbanı ve sivilce gibi rahatsızlıklar için de kullanılır.
Dulavratotunun tohumları özellikle ciltle ilgili rahatsızlıkları, soğuk algınlığı, grip ve yüksek ateş gibi hastalıklar için kullanılıyorken; bitkinin kökü daha çok kan ve lenf sistemi için iyi bir temizleyici ve detoksifiye edici olarak kullanılır. Dulavratotu ayrıca kanser tedavisi için de kullanılmakta olup özellikle lenfoma türü kanser tedavisinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Arctium lappa (dulavratotu), (A. lappa) kökü hipoglisemik ve antioksidatif etkilere sahiptir ve gelenek tıbbında diyabet tedavisinde kullanılır. Bu çalışma A. lappa kök ekstresinin farelerde nikotinamid-streptozotosin (NA-STZ) kaynaklı tip2 diyabet üzerindeki antidiyabetik ve hipolipidemik özelliklerini değerlendirmek için yapılmıştır. Gereç ve yöntem: Bu araştırmada 70 yetişkin erkek NMRI faresi (30-35g) rastgele 7 gruba (n = 10) aşağıdaki şekilde ayrıldı: 1-kontrol, 2-tip 2 diyabetik fare, glibenklamid (3-diyabetik fare ( 0.25 mg / kg) bir anti-diyabetik ilaç olarak, sırasıyla 28 ve 200 mg / kg A. lappa kök ekstresi ile önceden muamele edilmiş 4, 5, 6 ve 7- diyabetik ve normal hayvanlar. Diyabet intraperitoneal NA ve STZ enjeksiyonu ile indüklenmiştir. Son olarak kan örneği alındı ve insülin, glikoz, SGOT, SGPT, alkalin fosfataz, leptin ve lipit düzeyleri değerlendirildi. Bulgular: Diyabetin indüksiyonu insülin, leptin ve yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) seviyesini düşürdü ve diğer lipit, glikoz ve hepatik enzim seviyesini önemli ölçüde artırdı (p <0.05). Ekstraktın her iki dozunun uygulanması, diyabetik farelerde trigliserit, çok düşük yoğunluklu lipoprotein, glikoz ve alkalin fosfataz seviyesini önemli ölçüde azalttı (p <0.05). 200 mg / kg (p <0.05) ile tedavi edilen hayvanlarda insülin seviyeleri artmış ve 300 mg / kg ekstrakt ile tedavi edilen hayvanlarda HDL ve leptin seviyeleri artmıştır (p <0.01). Sonuç: Sonuçlar, A. lappa kök ekstresinin, spesifik dozlarda, hipolipidemik ve insülinotropik özellikleri sayesinde anti-diyabetik bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, bu bitki ekstresi diyabet tedavisinde faydalı olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder