“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
- Ana Sayfa
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- guruptaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır araştırmadan doktorunuza danışmadan sakın kullanmayın saygılar ve blogta ki bilgiler
- Cin Suresinin Havası
- Not: Siteye soru gönderme işlemi kaldırılmıştır. Arşiv niteliğindeki yazılarından ve soru-cevaplarından istifâde edilmesi temennîsiyle..
- Mars’ta hayat var! There is life on Mars! 화성에 생명이 있습니다! На Марсе есть жизнь! 火星に生命がある!火星上有生命
- Kabe'nin yapılışında ki taşlar, 4 dağdan getirildi.Turi Sina, Cudi, Hira,Turi Zeydan dağlarından.
- “Asıl olan söz dili değil, hal dilidir, konuşmaktan çok yaşamaktır. İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi yaşamaktır…"
- GUCDÜVÂNÎ HAZRETLERİNDEN NASİHATLER
- Peygamber Efendimizin, Annesinin Dirilip İman Etmesi.
- ZEKÂT
- Sohbet Bahçesi
- mehmet sertkaya
16 Ağustos 2022 Salı
KALPLER ANCAK ALLÂH’I ZİKİRLE MUTMAİN OLUR Allâhü Teâlâ, Ra’d Sûresi’nin 28. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmuştur -meâlen-: “(O müminler) o zâtlardır ki, Allâh’ın zikriyle kalpleri mutmain olduğu hâlde iman etmişlerdir. Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allâh’ı zikir ile mutmain olur.” Şu hâlde insan kalbi, Allâhü Teâlâ’ya yöneldiği, onun kâinattaki eserlerini düşündüğü ve zikirle meşgul olduğu zaman, kalbe ilâhi nurlar aktığından sükûnet bulur, ferahlar ve ıstıraptan kurtulur. Allâhü Teâlâ’nın marifetine, nurlarına, feyizlerine yani mertebelerin en yücesine ulaştığı zaman başka bir şey arzu etmez. Çünkü bu dereceden daha mükemmel ve üstün başka bir derece yoktur. Allâhü Teâlâ’nın nuru da müminin kalbine tesir edince o kalp, kötü ahlâklardan temizlenmiş nûrânî bir cevher şekline döner, aslâ değişiklik kabul etmez. İşte bu hâlin ve sükûnetin ancak Allâhü Teâlâ’nın zikri ile mümkün olacağını Cenâb-ı Hak bu âyet-i kerîme ile beyan etmiştir. Allâhü Teâlâ, Hadîd Sûresi’nin 16. âyet-i kerîmesinde (meâlen): “Müminlerin kalplerine Allâhü Teâlâ’nın zikri ve Hak’tan nâzil olan (indirilen) Kur’ân-ı Kerîm’in tilâvetiyle huşû ve mülâyemet vakti gelmedi mi?” buyurarak müminleri zikre davet buyurmuştur. Devamında da -meâlen-: “İyi biliniz ki Allah, arzı, ölümünden sonra diriltir, can verir.” buyurarak kuruduktan sonra yağan yağmurla hayata kavuşan yer gibi ölmüş olan kalbin de zikre devamla ihya olunacağını (hayata kavuşacağını) beyan buyurmuştur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de “(Ey Ebû Rezîn) dikkat et, sana kendisiyle dünya ve âhiret hayırlarına kavuşacağın işin özünü haber vereyim mi? Sana ehl-i zikirle beraber olmanı tavsiye ederim. Yalnız kaldığın zaman da gücün yettiği kadar lisânını Allâhü Teâlâ’nın zikri ile hareket ettir. Allah için sev, Allah için buğz et.” buyurmuşlardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
KULLANANLARDAN BORAKS
KULLANANLARDAN BORAKS VE KARBONATLA TEDAVİ MUCİZELERİ... *...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder