Yahudi neden ağlamış?
Bir gün Ka‘bü’l-Ahbâr rahımehullah, bir Yahudi âliminin ağladığını gördü. - Niçin ağlıyorsun? diye sordu. Yahudi âlim söylemedi. Hz. Ka‘b, ‘İstersen seni ağlatan şeyleri sana söyleyeyim’, dedi. Yahudi âliminin, - Söyle, demesi üzerine şöyle dedi: - Musa aleyhisselam Tevrat’tan okuyarak: “Yâ Rabbi! Ben bir ümmet gördüm ki, onlar ümmetlerin hayırlısıdır. İman etmeleri için insanlara emr-i maruf ve nehy-i münker yaparlar. İlk ve son kitaba inanırlar. Deccal ile savaşırlar. Bunları bana ümmet eyle” dedi. Allah Teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu. Bunları dinleyen Yahudi âlimi, - Doğru söyledin yâ Ka‘b, diyerek, onu tasdik etti. Hz. Ka‘b dedi ki: - Musa aleyhisselam, “Yâ Rabbi, o ümmet çok hamd eder. Bir iş yapmak isteyince ‘inşâallah’ derler. Onları bana ümmet eyle” dedi. Allah Teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu. Yahudi âlimi, - Doğru söyledin ya Ka‘b, dedi. Yine Hz. Ka‘b şöyle devam etti: - Musa aleyhisselam Tevrat’a bakıp, “Yâ Rabbi, ben bir ümmet görüyorum ki, onlar yükseğe çıksa tekbir getirirler, alçak yere inseler hamd ederler. Onlar için yeryüzünün toprağı temiz kılındı. O toprakla necasetten ve hadesten, cünüplükten, suyla temizlendikleri gibi temizlenirler. Yeryüzü onların mescitleridir. Yani, nerede dilerlerse, orada ibadet ederler. Onları bana ümmet eyle” dedi. Allah Teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu. Yahudi âlimi, - Doğru söylüyorsun ey Ka‘b, dedi. Yine şöyle anlattı: - Musa aleyhisselam Tevrat’ta görerek, “Yâ Rabbi; bir ümmet ki, onların Mushafları kalblerindedir. Namaz kılarken melekler gibi saf tutarlar. Mescitlerinde bal arısı gibi sesleri işitilir. Onlardan pek azı Cehennem’e gider. Onları bana ümmet eyle” diye arz edince, Allah Teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu. Yahudi âlimi, - Doğru söyledin yâ Ka‘b, dedi. Musa aleyhisselam, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmetine verilen hayırları görünce, O’nun ümmetinden olmak istedi. Allah Teâlâ onu teselli etti. Hâsılı; ülû’l-azm sıfatının sahibi 5 büyük peygamberden bu iki mümtaz zâtın enbiyâ ve mürselînin en büyüğüne, insanlığın 1 numarası olan Rasûlullah Efendimize (aleyhimü’s-salavâtü ve’t-teslîmatü ve alâ Nebbiyinâ hâssah) ümmet olup O’na tâbi olmayı istemelerinde taaccüp edilecek / şaşılacak bir durum yoktur. Diğerleri gibi onlar da Cenab-ı Mevlâ’dan bunu istemişlerdir. O’nun ümmeti de, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmettir. Cennet’e gireceklerin çoğunluğunu onlar teşkil edecek ve Cennet’e herkesten de önce gireceklerdir... [Ayrıca bkz. Abdurrahman Câmî (d.? v. 898/1492),Şevahidü’n-Nübüvve li-Takviyeti Ehli’l-Fütüvve, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, nr. 3410, 3698]..mollacami.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder