Aidin Salih derdi ki, margarinler ve ayçiçek yağı gibi rafine yağlar, vücuttan atılamaz. Damarlarda birikir. Haccameler ve haccamlar sürekli şahit olurlar; sırt hacamatında, sırttan kanla beraber yağ çekerler.
Sürekli ayçiçek yağı ile yemek yapanların, ocaklarının üzerindeki aspiratör ve civarındaki dolaplar, duvarlar, yapışkan bir katman ile sarılır. Bunu temizlemeye çalıştığınız bez bile yapışabilir bu katmana.
Bu, pişen ayçiçek yağının buharı. Bir de yediğimizi düşünelim.
Rafine edildiği için, vücut onu bir besin maddesi olarak görmüyor.
Kızartma yaparken de, yüksek sıcaklıkla, molekül yapısı değişiyor. Toksik maddelerin molekül yapısı ile aynı oluyor.
Vücut, bu toksik maddenin yakalayabildiği kısmını en az çalışan yerlere tıkıştırıyor ve boşaltım ile dışarı atıyor.
Ama, büyük bir kısmı, içimizde serbest radikaller olarak dolaşıyor ve vücudumuzdaki oksidatif stresi arttırmaya devam ediyor.
Kuyruk yağı ile pişirme yapılan ocakların üzerindeki aspiratörlerde de kir oluşması mümkün. Fakat temizlenmesi çok kolaydır. Bu bile, bize bazı konularda ipucu vermekte ve uyarmakta.
Canan Karatay Hocadan da Allah razı olsun.
Yıllarca şişirilen, "hayvan yağı kolesterol yapar" balonunu patlattı.
Hayvan yağı, en latif yağlardandır.
Özellikle taze inek yağı, koyun kuyruk yağı çok şifalıdır.
Taze inek yağı, bir çok gıdanın dengeleyicisidir.
Tamam, taze inek yağı bulamayabilirsiniz ama, kuyruk yağı bulmanız mümkün.
Ben yaklaşık 1 yıldır, evime ayçiçek yağı sokmuyorum.
Erken hasat sızma zeytinyağını her şeyde kullanıyoruz.
Evet, salatamda, yemeğimde, hatta udi hindi yağımı bile, salatama koyduğum yağ ile yapıyorum.
Pahalı mı, evet.
Değer mi, değer.
Arabamıza kötü yağ koymuyoruz değil mi? Çünkü motor arızası verirse, dünya kadar para gider.
Vücuda da koymayın.
Dünya kadar paranızla beraber, can da gider.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder