VÜCUDUMUZDAKİ VİTAMİN VE MİNERAL EKSİKLİĞİNİN KALP KRİZİ BELİRTİLERİ NELERDİR TIP BİLİMİ IŞIĞINDA ALINTI YAZIDA OKUYALIM m.ulaş
İş arkadaşınız ve veya normal yaşantınızdaki kişiler hasta olduğunda hemen hapşırmaya başlıyor musunuz? hava değişikliğinde hemen güçsüzleşiyor musunuz, kış mevsimi geldiğinde ilk hasta olan siz misiniz yoksa? Metabolizmanız araba motoru gibidir,
Yapılan bilimsel çalışmalarda bitki bazlı gıdaların az tüketimi sonucu toplumun büyük bölümü nün yeterli ve dengeli beslenmeyip hastalıklara kolaylıkla yakalandığını göstermiştir. Günlük vitamin alımı için tüm beslenme dernekleri günde 5 porsiyon meyve önermektedir. Tanı konulmuş rahatsızlığınız yok ise meyveden korkmayın.
Vitamin eksikliği belirtileri nelerdir?
Vitamin eksikliğinin en önemli belirtileri yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon zorluğu ve düşük bağışıklıktır.
Dengeli ve yeterli beslenme ile bedenin ihtiyacı olan tüm vitamin mineral ihtiyacı karşılanır ek vitaminler herkes için gerekli değildir, kan tahlilleri yapılmadan herkesin her ilacı kullanılmamalıdır. Tanı konulması için mutlaka hekim kontrolünde tahliller yapılmalıdır. Ciddi vitamin eksikliği büyük problemler ortaya çıkarabilir örneğin gözlerde görme bozuklukları, fazlası ile dökülen saçlar, kırılan tırnaklar gibi. En yaygın vitamin eksikliği D vitaminidir. D vitamini sonrası da B12 eksikliği yoğun görülür.
B12 toprak köklerinden direkt alındığı ve bizlerinde kökleri ile sebze meyveyi tüketmediğimiz için hayvansal gıdalardan B12 alabileceğimiz söylenmektedir. Peki hangi meyve ve sebzede hangi vitaminler var?
Öncelikle unutulmaması gereken günlük alınması gereken doz miktarlarıdır ve bu her vitamin için değişiklik gösterir.
D vitamini eksikliği belirtileri
Kemik ve sinir sistemi bozuklukları, raşitizim (çocuklarda kemik hastalığı, eğriliği) yorgunluk, saç dökülmesi,
Yeterli güneş ışığı alınamaması durumunda ortaya çıkar. Bazı ilaçlarda d vitamini eksikliğine sebep olabilir.
Hergün 15 dk diz, bileklerin doğrudan güneş ışığına ihtiyacı vardır.
Ayrıca avokado ve mantarlar d vitamini kaynağıdır. (porçini, kuzu göbeği)
Beden için oldukça önemli vitamin ve mineraller
E vitamini eksikliği belirtileri
· Kas hastalıkları
· Psikolijik değişiklikler
· Enfeksiyon hastalıklarına yakalanmar
· Kas iltahabı
· Konsantrasyon bozukluğu
· Sinirlilik
· Yorgunluk
· Yaşla uygun olmayan cilt yaşlanması
· Kanser ve tip 2 diabet yakalanma riski
E vitamini: Badem, kepekli ürünler, domates salçası, zeytinyağı, Ayçiçek yağı, çavdar da bulunmaktadır.
K vitamini eksikliği belirtileri
Ciltte kolay kanama, morarma.
K vitamini yeşil sebzelerde bulunur. Bazı kan sulandırıcı ilaçlar ile birlikte dikkatli tüketilmesi gerekir.
Mineraller
Demir Eksikliği Belirtileri
Soluk cilt, saç dökülmesi, sürekli üşüme, halsiz ve yorgun olma.
Bağırsak hastalıkları olanlar ve kadınlar demir eksikliği çok yaşarlar. Kalsiyum tablet veya çok fazla çay tüketimi demir emilimimizi azaltır.
Buğday kepeği, kabak çekirdeği, üzüm, kuru kayısı, haşhaş tohumu, mercimek, susam iyi demir kaynaklarıdır.
İyot Eksikliği Belirtileri
Kabızlık, sürekli üşüme hali, kronik yorgunluk.
Kronik iyot eksikliği hipotirotizme sebep olabilir.
Deniz tuzu, spriluna, alg, mantar, semizotu
Kalsiyum Eksikliği Belirtileri
El ayaklarda karıncalanma, kas ağrıları uyku problemleri
Kalsiyum eksikliğine d vitamini eksikliği de eşlik eder. Buna birçok etken sebep olabilir. Örneğin böbrek fonksiyon bozuklukları, hipotiroitizm, kortizon alımı.
Susam, badem, incir, roka, pişmiş ıspanak, karalahana kalsiyum depolarıdır.
Potasyum eksikliği belirtileri
Kalp problemleri, (ritim bozuklukları), kas güçsüzlüğü, kabızlık.
Potasyum eksikliği belirtisi oldukça ciddi problemdir. Kalp ritim bozukluğu bunlardan birtanesidir. Uzun süren ishaller, sürekli kullanılan lavman, böbrek fonksiyon bozuklukları, alkol kullanımı, yoğun tuz tüketimi de potasyum eksikliğine sebep olabilir.
Kuru domates, soya unu, çiğ beyaz fasulye, kurutulmuş yeşil fasulye, peynir altı suyu yoğun potasyum depoları
Çinko eksikliği belirtileri
Cilt problemleri, soğuk algınlığı, kırılgan tırnaklar.
Doğum kontrol hapını sürekli kullananlarda çinko eksikliği daha fazla görülür.
Sık sık hasta olma, sürekli yorgunluk, saç dökülmesi, yaraların geç iyileşmesi, sık sık uçuk çıkartma, gece körlüğü çinko eksikliği belirtilerindendir. Sadece yetersiz beslenme değil alkol tüketimi, fazla kalsiyum alımı, kola, krobik bağırsak rahatsızlıkları da sebepler arasındadır.
Mısır, kabak çekirdeği, ceviz, kepekli makarna, yulaf gevreği, kuru
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
Kalp ve damar hastalıkları dünyada ölüme yol açan etkenler arasında ilk sırada yer almaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılı verilerine göre; dünyada yılda 18 milyon, ülkemizde de 2019 Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre; yılda yaklaşık 200 bin kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yapılan çalışmalar ülkemizde 30 yaş üzerindeki her 100 kişiden 6’sının kalp krizi geçirdiğini ortaya koyuyor.
Kalp krizi; kalbe oksijen ve besin taşıyan koroner damarlarda oluşan aşırı daralmaya veya tıkanıklığa bağlı olarak kan akışının kalp kasına kesilmesi durumuna deniyor. Aniden gelişmesi ve hastanın hayatını tehdit etmesi ise tablonun en korkutucu yanını oluşturuyor. Kalp krizi denildiğinde aklımıza genellikle göğsün tam ortasında basınç veya ağırlık hissi şeklinde gelişen ve bazen kollara da yayılabilen şiddetli ağrı geliyor. Oysa kalp krizi, hastaların yüzde 20-30’u gibi yüksek bir oranında göğüs ağrısı olmadan ve ‘atipik’ adı verilen ‘sinsi’ sinyallerle gelişiyor. hastaların kalp krizinin sinsi belirtilerini göz ardı etmeden en yakın bir sağlık kuruluşuna başvurmalarının yaşamsal önem taşıdığını belirterek, “Günümüzde sağlık kuruluşuna zamanında ulaşıldığında hızlı tanı ve tedavi sayesinde kalp krizi neredeyse hasarsız atlatılabiliyor. Ancak koroner anjiyografi sonrasında pıhtı eritici ilaç, balon ve stent gibi tedavilerden etkin sonuç alınabilmesi için kalp krizinde ilk 60 dakika içinde tıkanmış olan kalp damarının açılması gerekiyor. Ne kadar hızlı müdahale edilirse, kalpte kas kaybı ve hücre ölümü de o kadar az oluyor dolayısıyla, krizden sonra gelişebilecek olan kalp yetmezliği veya ritim bozukluğu gibi ciddi sorunlar önlenebiliyor, hastalar böylece normal yaşamlarına devam edebiliyorlar”
MİDEDE YANMA, BULANTI VE KUSMA
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
Midede yanma hissi, bulantı, kusma, kollarda uyuşma, nefes darlığı, fenalık veya baygınlık hissi, soğuk terleme ile tansiyon düşmesi, kalp krizinin en sık görülen sinsi belirtilerini oluşturuyor. Kalbin alt yüzeyi midenin hemen üzerinde yer alıyor. Dolayısıyla kalbin alt bölümünü besleyen sağ koroner damar tıkanıklıklarında mideye yönelik sinyaller gelişebiliyor. Bu durumda ortaya çıkan midede yanma, hazımsızlık hissi, bulantı ve kusma gibi yakınmaları hastalar genellikle akşam yedikleri ağır yemeğe veya midelerini üşütmüş olmalarına bağlıyor ve hekime başvurmayı ihmal ediyorlar. Oysa bu belirtilerin nedeni aslında ‘kalp krizi’ olabiliyor” uyarısında bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle 40 yaş üstündeki hastalar efor sırasında veya istirahat halinde midede yanma hissi, hazımsızlık, bulantı ve kusma gibi şikayetleri olduğunda hekime başvurmayı ihmal etmemeliler. Sağlık kurumunda ise altta yatan nedenin kalp krizi olabileceği düşünülerek hareket edilmesi ve EKG çekilmesi gerekiyor. Aksi halde ortak belirtileri nedeniyle kalp krizi atlanıp, yanlışlıkla reflü ve gastrit tanısı konulabiliyor.”
ÇARPINTI, BAYILMA VE BİLİNÇ BULANIKLIĞI
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
Çarpıntı, bayılma ve bilinç bulanıklığı da yine tek başına kalp krizinin habercisi olabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, çarpıntı, bayılma veya bilinç bulanıklığı gibi belirtilerin de altında kalp krizi nedeniyle ortaya çıkan ciddi ritim bozuklukları, akut kalp yetmezliği ve ani gelişen hipotansiyonun bulunabileceğini belirtiyor.
ALT ÇENEYE VE DİŞLERE VURAN AĞRI
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
Özellikle alt çene ve alt çene dişlerinde oluşan ağrı da tek başına kalp krizine işaret edebiliyor. Sıklıkla efor halinde iken başlasa da istirahat ederken de görülebiliyor. Bazen tabloya boyun ve sırt ağrısı da eşlik edebiliyor. Bu tür ağrılarda hastaların önce diş hekimine başvurduklarını anlatan Doç. Dr. Selçuk Görmez, “Diş hekimleri ağrının diş ve çeneden kaynaklanmadığını tespit edince hastaları kardiyoloji uzmanlarına yönlendirebiliyor. Bu hastalara yaptığımız anjiyolarda genellikle koroner damarlarda ciddi darlıklar bulunduğunu tespit ediyoruz.” diyor. Alt çenede ve dişlerde oluşan ağrılarda hastanın yaşının önemli olduğunu vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, “Genç yaş grubunda çenede gelişen ağrının kalp krizinden kaynaklanması düşük bir ihtimaldir. Ancak 40 yaşın üzerindeki erkekler ile 50 yaşın üzerindeki kadınların, özellikle tütün kullanımı, hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, obezite, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve ailede erken yaşta gelişen koroner kalp hastalığı gibi risk faktörleri varsa bu belirtiler konusunda daha dikkatli olmaları gerekiyor” bilgisini veriyor
FENALIK HİSSİ VE ÇABUK YORULMA
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
“İç sıkılması, daralma hissi, hafif eforla bile gelişen nefes darlığı, aşırı yorgunluk ve bitkinlik gibi yakınmalarda akla ilk anda astım ile KOAH gibi hastalıklar gelse de yine altta yatan nedenin ciddi koroner arter hastalığı veya kalp krizi olabileceğine işaret eden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, “Kalbe giden damar tıkandığında kalp vücuda yeterince kan pompalayamadığı için dokular oksijensiz kalıyor. Bunun sonucunda da yorgunluk, sıkıntı veya daralma hissi, nefes darlığı, hatta ölüm korkusu gibi belirtiler görülebiliyor.” diyor.
KOL, OMUZ VE SIRT AĞRISI
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
Sinsi gelişen kalp krizi; göğüs ağrısı olmadan her iki kolda veya sadece sol ya da sağ kolda ağrı ve uyuşma belirtileriyle de karşımıza çıkabiliyor. Ağrı ve uyuşma genellikle sol kolda gelişiyor. Bunun nedeni ise kalp ile ilişkili olan sinirlerin aynı zamanda sol kol ile de bağlantılı olması. Omuz ve sırt ağrısı da kollarda başlayan ağrıya eklenebiliyor. Bu belirtilerin boyun fıtığı hastalığında olanlarla benzer olduğu için önemsenmeyebildiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, kol, omuz veya sırt bölgesinde ani başlayan ve 20 dakikadan uzun süren ağrı ve uyuşma hissi gibi şikayetlerin asla ihmal edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
Biberli yemek yemek bunama riskini artırıyor.
Biberli yemek yemek bunama riskini artırıyor.
Ensede ağrı sinüzit belirtisi olabilir
RUTİN TETKİKLER KRİZİ ÖNLÜYOR!
Sadece çene ve diş ağrısı bile kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin 'sinsi' belirtilerine dikkat
Kalp krizi, hastaların yaklaşık yüzde 20-30’unda tipik bir göğüs ağrısı şikayeti olmadan mide yanması, hazımsızlık, bulantı, kusma, çene ağrısı, kol uyuşması, baygınlık, çarpıntı hissi gibi sinsi belirtilerle gelişebiliyor. Reflü, gastrit, safra kesesi iltihabı veya boyun fıtığı gibi farklı hastalıklarda görülen belirtilerle seyredebildiği için hastalar hekime başvurmayı ihmal edebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, bu nedenle hiçbir yakınması olmasa dahi erkeklerin 40 yaşından, kadınların ise 50 yaşından itibaren her yıl kardiyovasküler risk faktörleri yönünden tetkik edilmeleri gerektiğini belirterek, “Öncelikli amacımız kalp krizini önlemek. Tütün kullanımı, yüksek tansiyon, diyabet hastalığı, kolesterol yüksekliği, sağlıksız beslenme, obezite ve hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilir risk faktörlerine karşı önlem alarak kalp krizi riskini yüzde 90 gibi oldukça yüksek bir oranda önleyebiliyoruz. Her yıl yapılan rutin tetkikler hayat kurtardığı için asla ihmal edilmemelidir.” diyor.
kalp krizi
Pek çok kişi için can sıkıcı bir sorun olan sinüzit, kendi çeşitli şekillerde belli ediyor. Yüz sinüsleri yüzeyindeki mukozanın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan sinüzitin belirtilerinden biri de ensede ağrı olabilir
Sinüzit pek çok insanın yaşamını olumsuz etkiliyor. Yüz sinüsleri yüzeyindeki mukozanın tıkanması sonucunda ortaya çıkan bu hastalık kendini çeşitli şekillerde belli edebiliyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Bahadır Baykal, bir çok kişi için can sıkıcı sorun haline gelen sinüzitin alın,ense veya yüzde görülen baş ağrıları ile kendini belli edebildiğini belirtti. Op. Dr. Bahadır Baykal, "Sinüzit ,yüz kemiklerinin arasına yerleşmiş içi hava dolu boşlukların - sinüslerin- iltihabı demektir. Sıklıkla soğuk algınlığı sonrasında gelişir. Alın, ense veya yüzde görülen baş ağrılarına yol açabilir. Koyu yeşil renkli geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, koku ve tat alma bozukluğu eşlik edebilir” dedi. "Çocuklarda film çektirmeyi önermiyoruz" Çocuklarda ihtiyaç olmadığı sürece film çektirmeyi önermediklerini kaydeden Op.Dr.Bahadır Baykal, “Elbette küçük çocuklar baş ağrısını doğrudan söyleyemezler ama davranışlarıyla bunu gösterebilirler.
Başını tutma, yanaklarını ovalama, saçını çekme gibi alışık olmadığınız mizaç değişikliklerini anne babaların dikkate almaları gerekir. Geniz akıntısını sıklıkla yuttukları için bulantı kusma olabilir, kötü bir ağız kokusu da çoğu zaman mevcuttur. "Anatomik bir problem olabilir" Sık sık sinüzit geçiriyorsanız burun içinde mutlaka anatomik bir problem vardır. Kemik eğriliği, burun eti büyümesi, polipler sinüzit oluşumunu kolaylaştırır. Alerjisi olanlar ve sigara tiryakileri de risk altındadır. Tabii bunların dışında başka sebepler de olabilir, o zaman spesifik olarak araştırmak gerekebilir kişiyi.” diye konuştu. Op. Dr. Bahadır Baykal, sinüzite diş implantları da neden olabildiğini anlatarak, şunları söyledi; “Son yıllarda diş implantların yaygınlaşmasıyla beraber diş kökenli sinüzite daha sık rastlamaya başladık. Üst çeneye implant takılırken sinüs duvarı zedelenebilinir, enfeksiyona meyilli hale gelebilir sinüs boşluğu, şayet bu durumun farkına varılmazsa kişi tekrarlayan sinüzit atakları geçirebilir. Tanıyı kendiniz koyabilirsiniz Aslında siz kendiniz bile sinüzit tanısını koyabilirsiniz. 10 günden fazla süren burun akıntınız, baş ağrınız varsa sinüzit olduğunuzu düşünebilirsiniz.
Ama doğru tedavi için mutlaka Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına gitmeniz gerekir. Burun ve sinüsleri açılı endoskoplarla değerlendirmek oldukça mühim. Unutmayın ki, yetersiz tedaviler kronik sinüzite yol açabiliyor, bu durumda cerrahi şart oluyor. Tedavi için öncelikle antibiyotik tedavisi uyguluyoruz. Ayrıca burun içindeki ödemi ve akıntıyı azaltacak ilaçları da verebiliyoruz, burun içindeki akıntının düzenli temizlenmesi önemli. Sigara dumanından uzak durmak iyileşme süresini kısaltır.İlaç tedavisinden fayda görmeyen ve 12 haftadan uzun süren sinüzit cerrahi müdahaleyi gerektirir. Burun içinde deviasyon, polip ya da konka şişmesi gibi yapısal sorunlarda aynı seansta mutlaka halledilmelidir. Genellikle genel anestezi altında zaman zaman da lokal anestezi ile endoskopik sinüzit ameliyatını yapıyoruz. Sinüslerin burna açılan kanallarını tıkayan polipler ve diğer yapısal sorunlar düzeltilerek doğal genişlik sağlanmaktadır. Balon gibi şişirilen bir kateter yardımı ile de ameliyat yapılmaktadır. Uygun vakalarda oldukça yüz güldürücüdür. Hastalar genellikle aynı gün taburcu edilmektedir. İşe dönüş süresi 2-7 gün arasında değişir.Yetersiz tedavinin en önemli komplikasyonu gözle ilgilidir. İltihap göz küresine yayılırsa göz çevresinde ağrı, kızarıklık, şişlik oluşur, eğer bu durum atlanırsa körlüğe kadar gidebilir.Acil ameliyat gerekebilir. Menenjit de ölümcül olabilen bir komplikasyondur. Günümüzde en sık görülen kafa içi komplikasyon ise beyi zarı iltihaplanmasıdır ALINTIDIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder